Analiz
ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI
‘Türk Dünyası’na Sırtımızı Dönemeyiz
Türk Akademi Dünyası uzunca bir dönem Türk Dünyası’na sırtını döndü. Bunda siyasi çekinceler, bir dönem Sovyetler Birliği ile yakınlaşmanın verdiği etki, Batı hayranlığı gibi etkiler olsa da Türklerin bir araya gelmesi ihtimali tabi ki bazı çevreleri çok korkutuyordu.
Ancak Türklere düşen yılmamaktı, sabırla çalışmaktı. Özellikle yeni dönemde Türk Dünyasına gönülden bağlı olan akademisyenlerimiz Türki Cumhuriyetlerle bağ kuracak, onlarla yeniden yakınlaşacak, ittifak sağlayacak ve hatta güç birliği edecek ortamı sağlamak için çırpınır oldu.
Kritik nokta, Sovyetler Birliği’nin yıkılması sonrasında dünyayla bütünleşmeye çalışan Türk dünyasına kardeş eli uzatma meselesiydi. Az da olsa bunu başaran akademisyenlerimiz oldu. Türk Dünyası sadece Orta Asya Türklerine ve Anadolu’dan doğuya açılan bir kapı değildir.
Aynı zamanda tarihe, öze ve ata topraklarına dönüşün sembolüdür, simgesidir. Anadolu hem Afrika hem de Avrupa’ya geçişte kritik bir güzergahtır. Türk dünyasının yıllarca mahrum kaldığı Avrupa ile ilişkileri sağlamlaştırma aşaması da ve süratli geçiş esnasında kullanılabilecek en etkin yolların tünel başı da bu topraklarda mevcuttur.
Bu topraklar üzerindeki akademik kadro, hem Türk dünyasının dünya ile bütünleşmesi, hem de ‘Ata Yurdu’ ile Anadolu arasındaki bağların sıklaşması konusunda kritik bir noktadadır.
Moğolistan’dan Türkmenistan’a, Kazakistan’dan Azerbaycan’a, Kırgızistan’dan Tacikistan’a kadar tüm bölgeyi kucaklamak şarttır. Orta Asya ve bölgenin kadim milletleri ile yakından işbirliği yapmak, mesafeleri kısaltmak zorundayız.
Orta Asya’ya yaklaşımda, aşırı ırkçı davranarak hem Tacikistan’a, hem de Moğolistan’a dışlayıcı bakmak ve onları bu sürecin dışında tutmak hiç de mantıklı değildir.
Moğolistan’da keşfedilen son tarihi tabletlerde, Türklere dair bilgi, yorum ve tespitleri okumanızı muhakkak tavsiye ederim. Anadolu Türkleri yani bizler, yarına sağlam bir şekilde adım atabilmek için sırtımızı doğuya yani ‘Ata Toprakları’na dönmek zorundayız. O ilişkiler ne kadar kuvvetlenirse biz Anadolu’da o kadar eli güçlü olacağız.
Bu Yazara Ait Diğer Makaleler
- Ortodoks Kiliselerinde Neler Oluyor?
- “Güvenlik Sınırdan Başlamaz”
- Gözleri Türkiye’de Olanlar
- Türkiye İçin Keskin Viraj
- Türkiye ve Doğu Akdeniz
- Türkiye Sadece Hakkını İstiyor
- Türkiye Neden Libya’da?
- Darbe Söylentileri Ve Biz
- Virüs Süreci ve Türk Dünyası
- Güçlü Devlet Eğitimli Halkla Olur
- Bağımsızlığın Bedeli Vardır!
- “2020 Yılı Türk Yılı Olsun”
- Milli Şuur Olmadan Olmaz
- S-400’de Kazanan Belli Oldu
- Türkiye – Orta Asya İlişkileri
- Türkiye’nin Gömleği Yırtılıyor
- Türkiye-Rusya İlişkileri
- AVRUPA ORDUSU KURULUR MU?
- Cumhur İttifakı Neden Önemli
- İran-ABD Ve İsrail Ortadoğu Yeniden Hareketleniyor
- Fırat’ın Batısının Güvenliği Doğusundan Geçiyor